Sayfa İçeriği: Efkar Sözleri, Anlamlı Efkarlı Sözler, Efkârlı Sözler Kısa, Efkarlı Damar Sözler, Güzel Efkarlı Sözler, Efkarlı Laflar, Delikanlı Efkarlı Sözler, Efkarlı Sözler Facebook, Efkarlı Dertli Sözler
En anlamlı sözlerin yer aldığı bu sayfada sizlere efkarlı damar sözler hazır ettik. Bu damar sözleri kısa mesajla yollayın ya da bu efkarlı sözleri whatsappa yazın veya bu harika efkar yapan sözleri sosyal medyada paylaşın ne yapacağınız size kalmış tercih sizin.
EFKÂRLI DAMAR SÖZLER
Manşet: Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde. Ne yaptıysam seni unutamadım.
Çok pahalısın ulan mutluluk.
En son utanacağın şey ağlamak olsun.
Gitsem ayrılık kalsam yalnızlık.
Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.
Efkarın demir attığı liman yürektir.
Etrafım çok kalabalık ama hepsi merhabalık.
Yüreğiyle gelmeyen bahanesiyle gelir.
Tespih gibi oldu acılarım çektikçe başa dönüyorum.
Gönlüm deniz değil ki efkarım sahile vursun.
Bazen susmak gerekiyor acı dolu hayatı anlamak için
Bazen gözlerden yaş akmaz kalp ağlar sadece.
Kabullenmek kendi mezarına toprak atmak gibidir bazen.
Gidecek yerin kalmadığında zoruna gider hayat.
Ucuz insanların üzerine kurulan hayaller size pahalıya patlar.
Dökmeye niyetim yok içimi zaten zor sığdırdım!
Gittin mi büyük gideceksin ayrılık bile gurur duyacak seninle.
Söylesene bıraktığın düşü şimdi kim büyütecek?
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle yeniden tanış.
Sanki bir şeyleri unutamayacak kadar eskimiş içim!
Biliyorum imkânsızdı ama ben mucizelere çok inanmıştım. Yazık.
Var bir canımın acısı içime atıp içimden atamadığım.
Yüzümün hep gülüyor olması yorgun olmadığım anlamına gelmez.
Bazen doğruyu bilse bile yanlış anlamak ister insan.
Rengârenk hayallerimiz vardı ama kapkara hayatlarımız ağır bastı.
Sevebiliyorum ama doğru insanı denk getiremiyorum.
Ömrünü verecekmiş gibi hayatınıza girenler ömrünüzü alır giderler.
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.
Mutsuzluk mutluluktan daha yaygındır. Kabullenmesi zor ama böyledir.
Ben yağmur yüklü bir bulutum kime çarpsam ağlarım.
Sustuğun anlar değil yutkunmak zorunda kaldığın anlar rahat bırakmaz.
Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.
Birini ne kadar çok seversen sev hayat onu senden o kadar uzaklaştırır.
Denize kıyısı var sanki yüreğimin hep serin hep rutubetli.
Şurama batan diyor şair. Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Bilemezsin kim dost kim düşman. Bazen tuttuğun eldir seni arkadan vuran.
Beni yıpratan hayatın kahpeliği değil, insanların sahteliği.
Dönüp dolaşıp zurnanın zırt dediği yere geliyorum Neyse bir zırt alayım sol kulağa.
Tutacak bir el bulamazsak bizde elimizi cebimize sokar yürürüz. Sıkıntı yok.
Düşme; düşünce sahili olmayan bir deniz olur dünya. Sığınacak bir liman bulamazsın.
Gecenin zifirisinde tozpembe hayallere dalmak aşkın en yalın hali olsa gerek.
Bir zamanlar aklımdan çıkmayan sen şimdi geçmiş zamanda biri olarak anlattığım oldun.
Bütün aşklar bir mucize olarak başlar ve çoğunlukla bir kâbus olarak sona erer.
İlk bakışta aşık oldun oldun adamım yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.
Aklıma geldiğinde hala gözleri dolan bir insanım. Sen beni çoktan unutmuşsundur diyorsun.
Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.
İnsan iki insanın yüzünü unutmaz; ihtiyaç anında yanında olanı zor zamanda yalnız bırakanı.
Beni benden alan şarkılar yapmışlar ama seni oradan alıp buraya getireni hala yok.
Başkalarının hatalarından ders alın. İnsan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.
Ben sadece üzgün olmaktan bıktım. Bir süreliğine başka bir şey hissetmek istiyorum.
Ona sor bakayım! Küstüğümü biliyor muymuş? Yoksa kendi kendime mi gelin güvey oluyormuşum!
Bakma ağır başlı dik kafalı asi sözlü olduğuma. Sol yanımda hep garip bir çocuk ağlar benim.
Görünürde bir kusurumuz olmasa da birader. Kalbimizin damarları arkasında müebbet yemiş hayaller.
Parlatıcıyla aydınlanmaz gelecek fön çekince düzelmez hayat ve fondötenle kapanmaz yaralar.
Olmayacak insanlarla kalıbını aşan hayaller kuruyoruz. Ama unutuyoruz. Ağaçtan maşa aptaldan paşa olmaz.
Her erkeğin göz bebeklerine gömülen bir kız vardır içinde olmayan ama efkârlanınca var olan.
Tek dileğim ne biliyor musun? Gözlerimi kapamış senli hayaller kurarken gözlerimi açtığımda yanımda olman.
Cesaret bir gaz pedalıdır ve korku da bir fren; hedefinize giderken ikisine de ihtiyacınız vardır.
Yalnızım. Çünkü herhangi biriyle değil beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola. Can Yücel
Seni hala nasıl sevebildiğimi anlayamıyorlar. Uğraşmayın boşuna ben bile bilmiyorum diyorum.
Yolcu denmez her gidene herkes o yolun taraftarı olmayabilir. Hiçbir sürgün gittiği yolu sevmez mesela.
Bunca vefasızlıktan sonra bazılarının ederi kalmadı artık gönlümde. Kaça deseler hiçe sayarım.
Her gün biraz daha artan sensizliğe kafa tuttum. Ama mutlu ol seni unutamadığım yerde kendimi unuttum.
Hayat adanmak için değil yaşanmak içinmiş. Bunu sana adadığım hayatı mahvettiğinde anladım.
Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Umut; insanın vazgeçemediği illüzyon. Aynı anda en büyük güç ve en büyük zayıflık kaynağınız.
Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir.
Hayat: yaşayamadığımız belkiler yaşadığımız keşkeler ve içimizde tuttuğumuz neyselerden ibaret.
Seni sevmeyene asla sabır gösterme! Çünkü sabrının adı yüzsüzlük fedakârlığın adı eziklik sevginin adı kişiliksizlik olur.
Ben umutlarımı boş kovanlara doldurdum. Acemidir aldığım nişanlar ben her aşkta kendim vurdum.
Erkeklerin kalpleri yerine cüzdanlarında yaşayan kadınlar ruhları yerine kalçalarının okşanmasına razı olmak zorundadır.
Bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir. Hayallerimizden bile.
Ne gülünecek halime ağlıyorum ne de ağlanacak halime gülüyorum. Ne yaptığım belli değil beni bırakın siz devam edin.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.
Ben küçükken sinekleri yakaladıktan sonra kanadını kopartıp suda boğan insandım. Tabi ki bana zararın dokunduğunda benden korkabilirsin.
Defolu şehirlerde ihraç fazlası kadınlarsa payına düşen senden önce öpülmüş dudaklarda sana dair cümleler aramayacaksın.
Garibim namıma kerem diyorlar hastayım derdime verem diyorlar aslımı eller almış haram diyorlar Maraşlı Şeyhoğlu satılmışım ben.
Yolların uzaklığı fark etmezdi seven yürek için. Bahaneler üretiyorsa gel vazgeç. Değmez üzülmeye yalan bir sevda için.
Bugün yine efkârım var dokunmayın bana. Küçük bir çocuk gibi huysuz ve çekilmezliğim. Her şeyden herkesten hatta canımdan bezmişliğim var.
Aslında söylediklerimden çok sakladıklarımda gizliyim. En iyisi anlamak için konuştuklarımdan çok sustuklarıma kulak verin.
Sahtekâr çıkarken dürüst sandıklarımız acı sözler etmiş arkamızdan ağzını balla kapattıklarımız. Hepsi mız mız… Kötü konuşmuş ardımızdan adını iyi andıklarımız kurtlanmış topladığımız fındıklarımız.
Yazdıklarımı okuyabilecek milyonlarca insan varken onları yazarken ne hissettiğimi anlayabilecek bir tek sen varsın. Bırak pekguzelsozler.com öyle de kalsın.
Keşfetmeye Devam Edin